27 Kasım 2010 Cumartesi

Sinyal seviyesinde azalma var


Bugün sabah kalktım ve televizyon açmak alıma gelmedi. Kitap okudum, kahvaltı hazırladım sonra Alper'i kaldırdım. Alper kalkıp TV açınca bir baktık Digitürk çalışmıyor.

Neyse bütün ilkel yolları denedik, kartı çıkar, fişi çek, aç-kapa, kurulumu tekrar yap olmadı. Neyse olmayınca aradık müşteri hizmetlerini. Bir kez daha yaptırdılar bizim bu ilkel yolları sırasıyla :) sonra olmayınca servis yönlendirdiler.

10 dk geçmedi servis aradı:

-Lodos nedeniyle anten dönmüş galiba gelip bakacağız.
- tamam, ne zaman?
- yarın
- ne yarın mı? Olur mu öyle şey canım biz bütün gün böyle mi kalacağız.
- yapacak bir şey yok program dolu yarın geleceğiz.
- yahu bari akşam son servisten sonra ekstra bir servis daha koyun gelip baksın biri.
- bir bakalım hanımefendi. (biraz bekledim telefonda)
- mümkün değil çok doluyuz.
- iyi tamam dedim ve kapattım.
- sonra telefonuma bir mesaj pazar günü 17:00 ile 20:00 arası gelecekler pazarda bütün gün telef.


Şimdi ayda bilmem ne kadar para ödüyoruz, yağmurda kesilir, rüzgârda gider, teknik servis hızı berbat.

E zaten hava şartları kötüyken evde oturup TV izliyoruz genelde. Şimdi normal kablolu tv’ye geçsek haksız mıyız?

Ben bu Digitürk'ü anlamadım ve hiç memnun değilim. Daha şimdiye kadar çözüm buldukları bir konu yok.

10 yıldan fazladır üyeyim bir avantajını görmedim. Ne o gelin kurulumu ücretsiz yapalım diyor yeni üye olana. E pardon ben tanışırken benden kurulum için para istemiştiniz? Biz eski üyeyiz ve salakmıyız?

Ne yapalım yani iptal edin taşındığım yere almıyorum diyip sonra tekrar bedava kurulum mu yaptıralım.

Yılın en kötü hizmet veren markası seçiyorum kendilerini. Digitürk'te çalışan ya da tanığı çalışan varsa bu yazıyı kendilerine arz ederim.

Antene tencere kapağı bağlasak daha iyi."Tivi bitti şimdi Digi" diyorlar ya. Evet, gerçekten TV'yi bitirdiler yayın yok. Şimdi Digi kısmı da doğru kapkara bir ekran galiba digi anlamına geliyor, aynı ilanlarında olduğu gibi.

Slogan çok yerinde.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Hamilelik ve elbise

Benim hamileliğim ve doğum sonrasına denk gelen 4 düğün var. En başta hayırlısıyla Beste'nin düğünü var 16 Ocak. Daha sonra tam net tarih belli olmamakla birlikte Alper'in kuzeninin düğünü var Şubat başı gibi.

Sonra 20 mayısta bir kuzen düğünü daha var. Bu da Alper'in kuzeni, sonra 1 Temmuzda benim kuzenim düğünü ve son olarak en azından 2011'de şuan bildiğimiz son düğün bizim üniversiteden arkdaşadışımız benim toprağım :) Mustafanın düğünü var o da temmuz ayı içinde olacak kısmetse.




Hepsinin ortak paydası kıyafet. Şuan alsam o tarihe kadar kilo alırsam nasıl giyeceğim.(ocak -şubat düğünleri için söylüyorum) İstediğim gibi dökümlü, kilo alsam da içine girebileceğim bir elbise bulmalıyım 1 tane beğendim ama burada var mı yok mu bende nasıl durur şimdilik bilmiyorum. Off elbise bulmak zor iş.

Doğum sonrası için olan düğünlere sonra bakacağım şimdiden düşünmeye gerek yok. Önümüzdeki düğünlere bakıyorum önce :)
Tavsiye etmek istediğiniz yerler varsa çok mutlu olurum. "Burada güzel elbiseler var git bak diyeceğiniz" Yoksa gez babam gez.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Bir oğlum olacak :)

Geçen cuma gittiğim kontrolden ufaklığın sağlığının iyi olduğu haberinin yanı sıra bir de cinsiyetini öğrenme şansımız oldu. Aslında şansımızı biraz zorladık. Önce göstermedi bekledik, bekledik sonra doktor bir şekilde gördü ve %90 erkek dedi.

Alper'in yüzündeki ifadeyi görmeniz lazımdı. Ağzı kulaklarında deyiminin hakkını verdi :)

Hala inanamıyorum bizim bir oğlumuz olacak. Allaha şükür sağlığı yerinde hayırlısıyla sağlıklı dünyaya gelmesinden başka şuan istediğim başka hiçbir şey yok.

Allah her isteyene bu duyguyu tattırsın.

bayram geldi geçti

Bu bayramda geldi geçti hem de çok hızlı. Tatil ne kadar uzun olursa dönüş o kadar zor oluyor. Akraba ziyaretleri, arkadaş muhabbetleri biraz gezme derken bitti. Geriye bayramdan Cem ve Ada'nın bayramlıkları ile çekilmiş güzel bir fotoğrafı kaldı :)


Darısı her bayrama olsun. Herkesin geçmiş bayramı tekrar kutlu olsun.

12 Kasım 2010 Cuma

ve bir ufaklı daha

Bütün ekim ayı boyunca yazmamışım. Suçlu hissettim kendimi. Bu benim sayfam ve çok ihmal ettim. Benim için çok değişik şeyler oldu herkesle paylaşmak istediğim :)

Öncelikle ablamın ufaklığı hatırlarsınız Cem bey, evet kendisi tam bir cingöz oldu.
Çok komik bir bebek. Önceden gülmüyordu ciddi takılıyordu şimdi ise tam şebek.

Ada'cığım ile benzetenler oluyor ama bence hiç benzemiyor. Eniştem, Ada doğduğunda bir fotoğraf çekmişti avucunun içinde minnoşun kafası.


Şimdi onu bu bey'de de tekrarladı ve fotoğrafın adını "elimizdeki avucumuzdaki" koydu :) çok güzel oldu. Şimdi buna bakıp söyleyin bu bücürler birbirine benziyor mu?


Sırıtık olan cem, diğer cool olan ada.

Onun dışında benimle ilgili bir gelişme var ben de bebek bekliyorum :) 14 haftalık hamileyim. Bugün kontrolüm var eğer gösterirse belki cinsiyet öğreniriz. Sağlıklı olması her şeyden önemli ama galiba oğlum olacak diye hissediyorum. Belki de bir çok kişi oğlun olacak dediği için etkilendim bilmiyorum :)

İsim arayışları, tartışmaları başlayacak aslında Cem için niyetlenmiştik ama olmadı belki biz koyarız Kuzey'i hala seviyorum, bir de Ali ismi bana hala eskimeyen ağırlığı olan güzel kısa öz bir isim geliyor.

Kız için bilmiyorum ben Duru istedim ama Alper anamı kadar söylenişi kibar değil dedi hevesimi kırdı aklıma başka bir şey gelmedi. Galiba erkek ismine yoğunlaştım. Bilemedim zor bir karar. Ablam çok zorlanmıştı şimdi daha iyi anlıyorum.

Aslında başka bir yazıda neler hissettiğimi yazmak istiyorum ama henüz şaşkınlık devrem geçmedi. Ne hissediyorsun diyorlar henüz endişe ve heycan dışında birşey hissedemedim. Umarım güzel şeyler hissedip yazarım.

Bu kadar uzun ara vermem iyi olmamıştı ama bu haberlerle döndüğüm iyi oldu. En azından söyleyecek önemli şeyler birikti :)

Özlemişim yazmayı, galiba bundan sonra yazacak çok daha fazla şeyim olacak.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails