26 Mayıs 2009 Salı

Selin'in Cookie'si

Mağlum biz 4 kız kardeşiz. Ben ve en büyük ablam İstanbul'da ekibin geri kalanı kardeşim ve diğer ablamda Adana'da yaşıyor.

Adana'da yaşayan ablam Selinkendine bir köpek almış. Adı Cookie. Bugün kendisini görme fırsatı buldum. Acayip sevimli birşey. Kendisine ait bir sigorta şirketi var ve orada besliyorlar. Dün birşey için aramıştım tam konuşmamızın ortasında şöyle bir ses "Cookie yapma"... Meğersem kucağına yatıp pantolonunun düğmesi kemiriyormuş.

Hayvanlar cok tatlı oluyorlar ya... Bence herkesin içine biraz hayvan sevgisi koymak lazım. Mağlum bazılarında yok olmadığı gibi eziyette ediyorlar gariplere :(

Hep bizim hayatımızda bir köpek olmuştur Adana'da bahçe olduğu için orada mutlaka bir köpek beslemişizdir.

Mindi'miz vardı ilk köpeğimiz bildiğiniz sokak köpeğiydi ama cok akıllıydı, ben onu yazlıkta bulmuştum ve çok küçüktü kıyamayıp gizlice eve aldım. Annem evde hiç köpek istemedi ama o kadar küçüktüki kıyamadı. Biraz büyüdükten sonra babam bahçeye götürdü. Adını eskiden Minti diye bir sakız vardı onu bulduğumda bakkaldan o sakızı yeni almıştım o yuzden adını Mindi koydum :)

Sonra Cery geldi bu cok asil bir köpekti. K-9 eğitimi almış emekli bir Alman Kurt'du. Çok eğitimli disiplinli bir köpekkti. Türkçe anlamıyordu. İngilizce ve fransızca biliyordu ama biz zamanla turkçe öğrettik :) O da bahçede büyüdü.

Ceylan ablama bir yavru doberman geldi. Ablamda onu eve t-shirt'un içinde sokmuştu ve ağlama sesi gelince foyamız ortaya cıktı. Uzun ısrar ve ağlamalarımız sonucu annem biraz büyüyene kadar evde beslememize izin verdi. Zeytin zeytin gözleri vardı ve adı Zeytin oldu :)
Dobermana hiç uygun bir isim değil ama o da cok sevimliydi. Bize kötü birşey yapılmadığı taktirde kimseye saldırmazdı. Yeter ki bize el kol hareketi ile birşey yapmayın. Bize kötü birşey yapılacak sanıp hemen atlardı. Hepsi bizi çok sevdi bizde onları.

Şimdi sıra bu yaramazda artık gelince seninle de oynarız Cookie.

Sen de hoşgeldin...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Benim canım sevgilim...





8 yıl hiç kısa bir zaman değil bir birliktelik için, hele şu zamanda duyanları şaşkına çevirecek kadar uzun bir süre. Evet geçen seneye kadar uzatmalı sevgilim, geçen sene aralık ayında nişanlım, kısmetse yine 5 aralık 09'da kocam. Galiba aralık ayı bizi, biz de onu seviyoruz.

Alper, hayatımda olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ne olursa olsun ben senin yanındayım tavrı vardır ya, bunu gerkirse soyler ama soylemese bile surekli hissederim. Bana bunu en başından beri hissettirmiştir.
Biz çoğu şeyi birlikte yaşadık. 8 sene çok uzun geliyor kulağa ama nasıl geçti hiç anlamadık. Üniversitede başladı birlikteliğimiz. İlk başlarda o benden, ben de ondan çok haz etmezdik ama sonra hoşlanmaya başladık, arkadaş olduk. Sonra da sevgili. Kimse bu ilişkiye ihtimal vermedi. Okullar her tatil olduğunda bizim ayrılıp dönceğimizi sanıyorlardı ama olmadı. Belki de bu bizi birbirimize daha çok itti bilemiyorum ama ne olduysa iyi ki oldu.

O kadar çok anı varki hepsi birbirinden değerli. Hem güzel anlarımız oldu hem kötü. Hayat zaten böyle değil mi. İçinde hep iyi ya da hep kötü olmayan, inişli çıkışlı garip bir yol. O yolda yürürken, koşarken, düşerken, kalkarken, ağlarken ya da gülerken doğru kiş varsa çok fazla yara bere içinde kalmadan geçiyorsun.
Birbirimizin hayatında çoğu zaman hep ilklere şahit olduk. Benim ilk teyze oluşum, onun ilk diploma sınavı, benim ilk stajım, onun ilk iş görüşmesi, benim ilk maaşm, onun askerliği, gibi liste uzayıp gidiyor :) Ama yaz tatili için birbirimize veda ettiğimiz günü galiba hayatımın sonuna kadar unutamam. İlk uzun ayrılığımızdı ve çok ağlamıştık. Ahh ne guzel günlerdi...
Liste uzadıkça bizimde ömrümüz uzuyor diye hissediyorum. Ama düşününce daha neler var birlikte yaşamak için sabırsızlandığımız.

Evlilik dediğimiz şey herşeyi paylaşmaksa eğer bunu uzun süredir yaptığımız için hiç yabancılık çekmeyiz gibi geliyor yok bizim bilmediğimiz çok başka bir durumsa ona da hazırlıklıyız ki Aralık ayında evleniyoruz diye düşünüyorum :)))))))

Benim sinir olduğumu bile bile su şişesini kafana dikeceğin için, çoraplarını çıkarıp sağa sola atacağın için, dışarıdan geldiğin kıyafetlerini benim yüreğimi tüketene kadar değiştirmeyip onlarla koltukta yatacağın için , bir askıyı 1 yılda monte edeceğin için, benim herzaman yanımda olacağın için, akşam birlikte istiklalde sarılarak yürüyeceğimiz için, beni böcüğüm diye sevmeye devam edeceğin için ve hayatımın geri kalanını seninle geçireceğim için, seni tanıdığım, sana aşık olduğum ve seninle evleneceğim için çok mutluyum...
Canım sevgilim, iyi ki üniversitede o bilgisayar sınavı iptal oldu ve bizim haberimiz olmadı :)
Seni çok seviyorum

14 Mayıs 2009 Perşembe

Dikkat hamile var!


Geçen yaz evlenen kardeşim 5 aylık hamile. İnsanın inanası gelmiyor. Günlerdir resim istiyordum hamile haline goremek için bugün kısmet oldu. Adana'da oturduğu için görememiştim bir türlü :)


Kardeşimle biz hep aynı şeyleri yaptık. Aynı okulda okuduk, aynı ünüversiteye gittik, aynı evde ikimiz yalnız yaşadık. O yüzden onunla paylaştıklarım çok ayrıdır. Şuan benim kardeşimin bir çocuğu olacak ve benim ondan uzakta olmam beni galiba üzüyor. Keşke yanında olsaydım. Paylaştığımız o kadar güzel ana bu da eklenseydi. Karnının büyümesini görebilseydim. Bebişe birlikte birşey alsaydık, odasına baksaydık.

Ama olsun kısmetse eylülde doğuma gideceğim, aralıkta bizim ufak bebeğimiz benim düğünüme buraya gelecek. Ya teyze olmak süper bir duygu. Teyze olmak ile ilgili ayrıca bir yazı yazacağım. Benim minik fındığım Ada'cığımdan bahsedeceğim. Suan gelecek olacak bebişimiz galiba defne olacak. İsim annesi ben oluyorum ama bakalım belki son anda değişir belli olmaz.


canım kardeşim seni çok seviyorum hamilelik çok ama çok yakışmış :)

Teyze olmak tarif edilmez yaşanır...





Teyze olmak çok güzel birşey. Anne yarısı derler ya bence tam öyle bir olay.
Söylediği tek birşeyle seni sinirden kudurturken arkasından soylediği bir cümle ile tüm yelkenleri suya indirmeni sağlayan benim için hala minik ama artık 6 yaşında olan Ada'cığımdan bahsediyorum. Ben onun teyzesiyim ama aslında uzun sure aynı evde yaşadığımız için beni arkadaşı gibi görüyor.

Kız çocuğu olduğu için heralde okula giderken giyeceği kıyafet şu sıralar hep dert. Akşamdan hazırlatıyorum ki sabah hemen giyinsin diye yok bir türlü olmuyor. Sürekli bir kısa kollu t-shirt, etek veya elbise giyme derdinde. Oldu bitti kalın kıyafetlerden, yorganlardan hoşlanmadı. Hep çıplak gezsin çorabını çıkarmasına izin verirsen dünyalar onun olurdu. Soğuk yastık en sevdiği şey. Artık siz düşünün nasıl bir soğuk aşkı :) Galiba bu konuda babası ile aynı.

Bugün okulda spor varmış akşam efoşman giymeye karar verdik ve üzerine bir t-shirt. Hepsini cıkardık ve yatağının yanına koyduk. Sabah 7'den 7:25'e kadar soylendi ve en son evden çıkarken ince çorap, etek ve t-shirt vardı üzerinde. Zar zor bir ceket giydirdik.

Sabah bizi çıldırtma eşine getirdi ama, yok onun üzerine bu olmaz, bunun altına bu ayakkabı olmadı. Bir de giyinip geliyor bunu mu giyinim onu mu diye seçim yaptırıyor bize. Aynada gidip bakıyor beğenmiyor soynup atıyor herşeyi ve tabi oda tam bir savaş alanına donuyor yarım saat içinde. Saç faslını hiç söylemiyorum :)

Efendim biz kilotlu çorap giymiyormuşuz ona giydiriyormuşuz bu büyük haksızlıkmış. Biz atletsiz gömlek giyiyormusuz o giyemiyormuş o daha haksızlık, üstüne bir de biz terbiyesiz gibi açık ayakkabı giyiyormusuz o giyemiyormuş bu çok daha büyük bir haksızlıkmış :)) Özgüven tavan yapmış durumda.

Ne ben onunla, ne de o benimle küs kalmaya ya da üzülmemize dayanamayız. Ben ona en son "Karışmıyorum git istediğini giyin." dedim diye çok morali bozulmuş. Evden çıkmadan geldi yanıma ve özür dilerim dedi ve sarıldı. Ve tabi benim bittiğim andı :))) Öptüm o da beni öpüp "Seni seviyorum İrem" dedi ve okula gitti.

Haftasonu baleye gidiyor geçen hafta ben götürmüştüm annesi burada olmadığı için "yarın da sen götürürmüsün" dedi. Gel de şimdi bu ufaklığa kıyafet giymesi yavaş ya da kararsız olduğu için kız.

Size boyle duyguları bir tek galiba o hissettirir diye düşünüyor insan. Ada'cığıma bir de kuzen geliyor. Dün bahsetmiştim. O kadar heycanlıyımki anlatamam. Nasıl olacak, kime benzeyecek bunlar hep merak konusu. Eylül ayında hayırlısı ile aramıza katılacak.

Suan o uzakta olduğu için çok kıskançlık söz konusu değil ama benim nişanlanmam için "bence çok büyük hata yapıyorsun çok saçma" demişti kendisi :))) Çocuğum olacağı zaman ne gibi yorum yapacak çok merak ediyoruz.

O benim bir tanem ilk çocuğum gibi. Ben ablam'ın ilk kızıyım annem gibidir benim için, Ada'da benim.

Ada ve halasının çocukları Deniz ve Can 'la içerdeki oda oynarken biz de salonda oturuyoruz ve ne konuştuklarını duyuyoruz ,Deniz ve Can Ada'ya diyor ki; "O senin teyzen neden "Teyze" demiyorsun hep "İrem" diyorsun?" Ada cevap olarak " Hayır, Teyzem ama biz onunla birlikte büyüdük" diyor.
Ah benim minik fındığım, doğru söylüyorsun birlikte büyüdük sen bana İrem de...















kız kıza eğlence...


Kız kıza eğlenceyi her zaman sevmişimdir :) Eğer keyif aldığın bir grup ise super oluyor.

Geçen akşam kızlarla Cihangir'deki Kaktüs'e gittik. Çok guzel bir yeme içme faslı ardından bol kahkahalı muhabbeti bir türlü bırakamadık. Herkes biraz kendinden, biraz hayattan, biraz işten, biraz ailden, biraz çocukluktan bahsetti. Herkesin gençlik ve çocukluk anıları cok eğlenceli :) En son kaltığımızda saat 23:00'e geliyordu. Benim evim Cihangirde olduğu için cok zorlanmadım eve dönme kousunda :))


İnsan bunu kendine hep yapmalı diye düşünüyorum arayı cok açmayalım gelecek ay tekrarı olsun...







benim annem güzel annem...



Son zamanlarda annesi olmayanlar ne yapıyor diye düşünüyorum. Ne kadar zor bir yük. Arkanda öyle bir gücün varlığını hissetmemek.
Dün annem yanıma geldi ve benim günlerdir taşındığım ama yerleştiremediğim evimi bir şekle şemaya sokmuştu. Bu kadar şeye nasıl yetişiyor aklım almıyor.
Siz 1 iş yaparken o 10 iş birden yapıyor bir yandan ütü yapıyor, bir yandan Ada için yiyecek birşey hazırlıyor, öteki yandan sizin yaptığınıza yardımcı oluyor, onu bırakıp kıyafet katlıyor insanın başı dönüyor
Dun Doli ile konuşuyorduk öyle bir dolap düzüenliyorki insanın aklı almıyor. Onun anneside aynıymış :)Acaba biz onlara bunu sektör haline donüştürüp iş kolumu yaratsak.

Hepsi mi simetri olur katlanan çamaşırşarın. Alper diyor ki"Annen gelince ev başka parlıyor ". Çok haklı onun topladığı ev ile benim ki arasında dağlar kadar fark var.
Ben yeni ev için nerden başlayacağımı bilmiyordum, akşam bir plan cıkardı bize. Önce vestiyer yaptırılacak ki ayakkabıları dizelem, sonra avizeler, elektrik prizleri ve düğmeleri değişecek onların pisliği gitsin. Arkasına duşakabin, klozet kapağı ve duşbaşlığı beğenilecek ve hafta içi onlar taktırılacak. Bu haftasonu yapılacak işler bu. Bundan sonra benim için yogun bir dönem başlıyor tabi Alper içinde :)
Hadi bakalım hayırlısı annem burada olunca bu işlerin hepsi nasılsa halledilir hissi oluyor içimde.

Canım annem ya geldi ve hemen fark edildi. Uzun sure burada oldugu icin cok mutluyum.

Allah yokluğunu göstermesin sen olmasan biz ne yaparız. Seni çok seviyoruz...




















Artık benimde var...

Uzun zamandır bizim kızlar kendi bloglarını oluşturup çok guzel yazılar yazıyor. İnsanın hayatındaki olayları sevdikleri ile paylaşması cok guzel bir duygu. Artık bende kendime bir blog oluşturdum ve bu kervana katıldım.

Bu donem benim için cok hareketli ve yazacak çok sey var aslında. Bekleyin ilerleyen zamanlarda yazacağım :))

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails