24 Eylül 2010 Cuma

Erzincan gezisi

Geleli baya oldu aslında ama bir türlü fırsat bulup yazamadım. Erzincan 1 hafta kalıp herşeyden uzaklaşıp köy hayatı yaşamak, temiz hava güzel taze gıdalar için güzel bir yer. Alışık olmayana tezek kokusu, telefonun çekmemesi, tv minimumda izlenmesi, sabahları çok erken kalkılıp, akşamları erken yatılması tuhaf gelebilir. Ama garip bir biçimde hemen alışıyorsunuz.
İnsanoğlu herşeye alışıyor.

Efendim gezimize gelince sabah güzel güzel Erzincan'a indik ve acayip bir sıcak vardı ve tüm hafta böyle gitti. Biz o hafta İstanbulda donunca orası daha soğuktur dedik ama yanıldık.

Kayınvalidem çok hastaydı biz gitmeden ishal, kusma vs gibi şikayetlerle hastaneye gitmiş ve biz gittiğimizde hiç hali yoktu. Biz gittikten sonra 3 kere daha hasteneye götürdük ama biz giderken bile hala çok iyi değildi. Bir de bizimle yapacaklarını, hayal ettiklerini bizim için hazırladığı yiyecekleri vs veremeyince daha çok üzüldü. Bizimde biraz keyfimiz kaçtı ama yinede güzel benim için değişik bir gezi oldu.


Alper'lerin köyü biraz şehire uzak olduğu için kayınvalidem şehire yakın olan hatta içinde sayılan Ula köyüne yani annesinin köyüne gelmiş. Biz de tatil boyunca hep burada kaldık.
Anneanne ve dedeyle birlikte.



Bence çokta iyi oldu oradan bir yere gitmek sorun olurdu oradan. Buradan daha kolaydı ve bu köydeki insanlar daha modern insanlardı Alper'lerin köyü biraz daha tutucuymuş.

Neler yaptığımıza gelince, yeni gelin gitmiş herkes beni görmeye çalıştı :) Alper'in dayısı bana bir dana hediye etti. Adı Nazar her sabah gidip sevdim elimle besledim.

Daha 3 aylık bu minnoş :)
Komşular tandırda ekmek pişirdi onu izledim.

Sabah erken kaldıp ineklerden süt sağılmasını izledim. Genelde makina ile sağılıyor ama Neriman yenge Alper'in dayısının eşi makinadan hızlı :)

Traktör kullandım :)


Erzincanı tepeden gören Esentepeye çıktık.

Sonra çeşmesinden soda akan Ekşisu'ya gittik.


Meşhur Erzincan siyah üzümünü gidip bağından topladık. Cimin üzümü. Gerçekten çok güzel,tulum peyniri benim hala favorim ama olsun :)



Akraba ziyaretleriniz ve yemeklerimiz oldu.


Alper'in kuzeninin kızını sevdik. Berrin hanım :)

Terzibaba türbesini gördük.



Gerçekten buz gibi suyu olan Munzur dağlarının arasından geçtik ve şelaleye çıktık. Zaten her yerden su fışkırıyor. Sürekli dağdan gelen bir boru ve sahane suların olduğu yerlerden geçtik.


ve her sabah ve akşam semaver yakıldı çayımızı hep semaverde içtik.

Aslında daha yazacak bir sürü detay var ama özetle erzincanı güzelce gezdik :) Başka bir yazıda size başka detayları veririm. Seneye büyük ihtimalle gitmeyiz ama zaman ve şartlar uygun olursa bir kez daha gideriz.

Not: Hem yeni gelin ilk kez el öpmeye gitmiş hem bayram olunca ben bayramı gayet bereketli geçirdim acaba hep bayramda gitsem aynı bereketi bulur muyum? :)

3 Eylül 2010 Cuma

İlk ziyaret...

Yarın sabah 09:25 uaçağıyla Erincan'a gidiyoruz. Nereden çıktı Erzincan diye soruyor olabilirsiniz. Eşim Erzincan'lı ve ailesi yazlarını orada geçiriyorlar. Kayınbabam Nisan gibi gidiyor Ekim -Kasım gibi dönüyor. Kayınvalidem biraz daha geç gidiyor ama çok gitmek istemesede o da haziran gibi gidiyor.

Yaklaşık 6 ay orada 6 ay İstanbuldalar. Bizde evlendikten sonra ilk kez oraya gidip el öpeceğiz:) Düğüne gelemeyen akrabaları, gelini merak denler, kolu komşu vs :) 1 hafta orada geçireceğiz. Erzincan'ı merak ediyorum umarım güzel bir tatil olur.

Dönünce size izlenimlerimi yazacağım nasıl bir yerdir, ne yenir (tulum peynir dışında :),insanları nasıl, şehir düzeni vs.


Şimdiden hepinize iyi bayramlar, bayramdan sonra görüşmek üzere...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails