18 Ocak 2010 Pazartesi

Spam sanmayın :)

Bugun ajanstaki mail adresim "İrem Hoşceylan" yerine "Özdemir" olarak değiştirildi. Birçok kişi spam mail zannedip siliyormuş mailimi. Daha ben bile alışamamışken insanlar nasıl alıssındeğil mi?. Kulağıma çok garip geliyor. Bakalım buna alışmam ne kadar sürecek :) Arkadaşlar silmeyin okuyun benim yahu :) değişen birşey yok.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Bağrıyanık :)

Ada'cığımla cumartesi günü G-Mall'daki MAC'e gittik. Merak edenler için söylüyorum şahane bir yer. Herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Havuz biraz küçük ama güzeldi. Ablam içerde yürüdü biz de yüzdük. Çok kalabalık olmaması bizim için avantaj oldu. istediğimiz gibi oynadık. Öyle efendi efendi sakin sakin yüzmedik tabi. Ada ile öyle şeyler çok mümkün değil atladı, daldı, yarıştık. Sonra o yorulunca ben sakin sakin yüzdüm. Ben yüzerken o mu ne yaptı benim kaç saniyede yüzdüğümü tuttu.

Cumartesi günü spor sefasından sonra Ada benimle eve geldi. Alper'le evlendikten sonra ilk kez bizimle yeni evimizde kaldı.

Bizim yeni yatak odasına gidip " Alper'in yeni yatak odası burası mı? " diye sordu bende "sadece alper'in değil bizim orası" dedim. "Bügün de mi burada yataksın?" diye sordu "evet" dedim. Kafasında oturtamadı daha galiba:))

Yemek yaptık, sonra televizyon izledik. Televizyonda kelime oyunu diye bir program var biz onu seviyoruz ve takip ediyoruz. Bir soru geldi ve cevabı bağrıyanıktı. Bizimki televizyonda bu cevabı görünce beni gülme krizine sokan şeyi söyledi. "İrem ben karnıbahar ile karnıyarığı biliyorum bağrıyanık ne ki" dedi ve ben uzun süre gülmekten cevap veremedim. Sonra çok üzülmüş, içi yanmış insan falan dedim en azından onun hayal ettiği gibi bir yemek olmadığını anlattım :)

Akşam Adana'dan Selin teyzesi geldi. O gelecek diye uyumak istemedi. Ama bu arada da uyuku gözünden akıyor. Bende biraz eğlence olsun hem de uyuya kalmasın diye gel kek yapalım dedim. Keki birlikte yaptık teyzesi geldi ona yedirdi ve yediğini gördükten hemen sonra uyuya kaldı :)
Çok güzel ve yorucu bir cumartesi geçirdik.

8 Ocak 2010 Cuma

Dizi özetleri

Dün biri mail olarak göndermiş, ben çok güldüm bu dizi özetlerine :)

  • Çocuklarım olmadan asla diyorsan ALİYE'Yİ
  • Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BİNBİR GECE'Yİ
  • Çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan KÜÇÜK KADINLARI
  • Çocuklarım çiftlikte versin diyorsan HANIMIN ÇİFTLİĞİ'Nİ
  • Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ'NÜ
  • Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU'YU izle :-))))> >

El öpme adetleri...

Evlendikten sonra mağlum el öpmeye gidilir. Alper'in de benim de hiç haberimiz olmayan bir adeti arkaşlarımız söyledi . Efendim adet şöyleymiş gelinle damat erkek tarafına el öpmeye gidince erkek tarafı geline altın verirmiş . Alper bizde yok böyle bir adet dedi. Bizde de olmadığı için çok üzerinde durmadık. Geçen hafta Alper'lere oturmaya gittik ve bir baktım bana altın verdiler :) Alper'de bana "aaa bizde de varmış bu adet" dedi. Beklenmedik bir altınım oldu.

Bir adetide dün annemden öğrendim. "Ben daha kimseyi yemeğe almadım" dedim annemde "önce sizi çağırırlar" dedi. Hani bizim bildiğimiz yeni evliler insanları evine çağırır. O öyle değilmiş. Yeni evlenen çiftleri çağırırlarmış ki yeni gelin yemek yapmayı bilmiyorsa falan evde aç kalmasınlar diye hergün birine gidilirmiş. Her gidilen evden de 2-3 kap yemekle evlerine dönerlermiş. Bunun bir amacıda yeni evli çok masraf yapmıştır onların erzağından gitmesin diye yapılan bir adetmiş.

Annem bizi Adana'ya yemeğe çağırdı :) Aslında hemen çağırmak istemiş ama gelmeyiz İstanbul'dan diye teklif edememiş. Yazın nasılsa tatile gidince o zaman yemek verecekmiş. Bir vesile oldu ve şubat sonu kısmet olursa annemlere Adana'ya yemeğe gideceğiz. Baba evinde gelin olarak ilk ağırlanışımı gidip geldikten sonra yazarım.

Bazı adetlerimiz şu zamanın şartlarında çok gereksiz olduğunu düşündüğüm gibi bazılarını hala çok seviyorum.

2010 inşallah herkes için sağlıklı, bolluk ve bereket içinde geçer.

6 Ocak 2010 Çarşamba

BabyLala



Çok şeker 2 kadın nişantaşında kendileri gibi şeker bir yer açtı. Burcu Babylala'nın sahibi ama Sevil oranın herşeyi :) Uzun yıllardır birlikte çalıştıkları için ne iş yapsalar birlikte yapıyorlar. Birbirlerine olan güvenleri dayanışmaları paylaşımları beni gerçekten çok etkiliyor.

Bu zamanda iş hayatında herkes herkesin ayağını kaydırıp arkasından iş çevirmeye bu kadar hazırken onların birbirlerini koruyup kollaması takdir edilesi bir durum.




BabyLala gerçekten çok orjinal kıyafetlerin olduğu bir bebek - çocuk mağazası. Amerikan hastanesinin hemen karşı ara sokağında. Türkiyede üretilen ama ihraç edilen ürünler satılıyor. Yani hepsi yurtdışında satılan orjinallikte. Vitrinleri çok çok güzel, iç dekorasyonuda. Benim tavsiyem yolunuz buraya düşerse mutlaka uğrayın hatta bu iki sevimli kadınla tanışmak için yolunuzu buraya düşürün.

Sezai Selek Sok. No:15/C Selek Apt. Nişantaşı - İstanbul

5 Ocak 2010 Salı

Öncesini yazmak gerekir...


Evlilikten önce tüm adetler yerine getirmeye çalıştım. Önce bir kına gecesi yapıldı aile arasında. Ben tüm İstanbulu kırmızı şık bir elbise bulmak için dolandım ve bulamadım :( en son Zara imdadımıza yetişti ve şarap rengi bir elbise bulabildim.




Kına resimleri elimde malesef yok henüz toparlayamadım ama canım arkadaşlarım bana hazırladıklarıbekarlığa veda partisinin tüm ayrıntıları var:)



Kına için anlatacak çok şeyim yok aslında kına tepsininde kına geldi, kına yakmak istediler ama elimi açmadım. Adettendir kayınvalide gelinin eline altın koyar gelin elini öyle açar. Ben de öyle yaptım. Kınayı kız kardeşim yaktı ve beni ağlatmak için herşeyi yaptılar. Geleneksel eğlenceli bir geceydi.



Bekarlığa vedayı anlatmadan önce tüm emeği geçen arkadaşlarıma teşekkur ederim. İnsan o dönemde garip bir ruhhalinde oluyor sizin için birşeyyapılması çok hoşunuza gidiyor ve benim için güzel bir orginazsyon yapılmıştı. Nevcihan, Sibel ve Beste başta olmak üzere kimin emeği varsa herkesin eline sağlık.






Efendim bekarlığa vedam Arnavutköy'deki Kuzgun'da oldu. Ben davetli gibi gittim gider gitmez kızlar başıma bir duvak bacağıma bir bacak bandı geçirdiler:) Denizin soyun oyle tak ısrarlarına çok direndiğimi söylemek istiyorum. Kadın çılgın :)) Tek sorun muzikti bizi Serdar çoşturuyor gerisi hikaye diye düşündüğüm için çok istedim Serdar çalsın ama olmadı kuzgunun konseptine aykırı türkçe çalmıyorlar. Neyse onun dışında ben yinede eğlendim.Fotograflardan belli mi bilmiyorum yorgun çıkmışım galiba :( yorgundum ama çok mutluydum. İçtik, güldük, fal çektik, dans ettik, sohbet ettik, anlattık anlattık... Kızlar herşeyi düşünmüş t-shirt'ten duvağıma, bacak bandından, yiyeceklere herşey süperdi.

Resimler galiba anlatacak :)

22 Aralık 2009 Salı

Evlendim :)


Uzun zamandır yazmıyor olmanın vicdan azabını çekiyordum. Bir türlü zaman ayıramadım. Çok özlemişim blogumu. Evlenen herkes bilir bu evlilik hazırlığı denilen olay adamın dengesini fena bozar. Benim de öyle oldu ama sonunda istediğim gibi çok içime sinen bir düğünüm oldu. Düğün 5 ararlık Harbiye orduevin'deydi.
Çok yoruldum ama deydi dediğim bir düğün oldu bence. Hiç bir aksilik çıkmadan ve tüm davetlilerin ve özellikle bizim çok eğlendiğimiz bir gece olarak bitmesi bizi daha çok keyiflendirdi :) Gelenekseldir ya düğünden sonra mutlaka konuşulur o söyleydi bu böyleydi diye biz soruyoruz herkese "nasıldı düğün diye?" kimse birşey demiyor herkes çok güzeldi diyor sadece anlayacağınız dedikodu yok :))

Hiç bir aksilik olmadı dediğime bakmayın benim açımdan birgün önce taktırdığım kirpiklerim yerinde durmayıp çıkma aşamasına gelmesi tek keyfimi çakıran olayoldu ama sonra şansımdan birşey olmadı. Gerçekten gelinle damat çok oynamaz falan derler ama biz eşimle oturmadık nerdeyse. Ama haksızmıyız bu bizim en mutlu günlerimizden biri en çok biz eğlenmeliyiz dedik.
Artık kervana ben de katıldım... Herkese tavsiye edilir :))))

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails